Bülbül Kasidesi

-Yunus Emre-

İsm-i Subhân virdin mi var?(*)
Bahçelerde yurdun mu var?
Bencileyin derdin mi var?
Garip garip ötme bülbül.

Ötme bülbül, ötme bülbül,
Derdi derde katma bülbül.
Benim derdim bana yeter,
Bir dert de sen katma bülbül.

Bilirim âşıksın güle,
Gülün hâlinden kim bile,
Bahçedeki gonca güle,
Dolaşıp söz atma bülbül.

Bilirim âşıksın verde,
Cünunun var gayet serde,
Şu sinemde olan derde,
Bir de sen dert katma bülbül.

Pervaz olup uçar mısın?
Deniz derya geçer misin?
Bencileyin naçar mısın?
Sen de hâlin söyle bülbül.

A bülbülüm uslu musun?
Kafeslerde besli misin?
Bencileyin yaslı mısın?
Garip garip ötme bülbül.

Yunus cemalin pak derken,
Cihanda mislin yok derken,
Seher vakti Hak Hak derken,
Bizi de unutma bülbül.

Günümüz Türkçesiyle Anlamı:
Yunus’un “Bülbül Kasidesi”, Yunus’un yakarışı, bir nevi ruhuna kulak verişi… Zira derler ki bülbül remzidir ruhun, gül remzidir Fahr-i Kâinat Efendimizin (s.a.s.). İnsan, ruh ve cesed bir olan varlık. Ruh, ten kafesinde mahpus... Kanatlanıp uçmak ister ulvi âlemlere. Bilir geçici bir süre mahpus kalacağını. Ama ille ister ki ten kafesinde mahpus da olsam kokusunu alayım Gül’ün. Pek kulak vermeyiz veya işimize gelmez feryadını duymak. Ama Yunus kulak vermiş. Bilmiş derdini Bülbül'ün. Bülbül’'ün derdi ayrılık. Kavuşmak ister Gül’üne. Öyle bir etmiş ki feryat, sığmaz olmuş kafesine. Vakit gelip çatmış, ayna kırılmış, ten kafeste durmamış uçmuş. Uçmuş uçmasına amma nasıl bir feryatsa bizlere kadar ulaşmış.

Şiir Notları:
(*) İsm-i Subhân: Allah’ın Subhân ismi. Vird: Belli adette devamlı tekrarlanan şey. Zikrin de belli adetlerde devamlı yapılmasına vird denirmiş.


Destek ol 
Rastgele Getir