Doktorun karşısında

-Sezai Karakoç-

Doktor bir kavisim var bir kavisim
Geçen günden beri bir kavisim var
Ondan bir akıntı mıdır yarasalar
Bir kavis önünde linç mi demek kurtarılacak bir kent ki
Yeşil bir toprak selâmeti
Bir kabrin bir cihanlık cömertliği cesareti
Kitaplardan kitaplara
Atılarak erişilmiş bir saygı saati
Bir kırağı yaprağında son direniş çiçekleri
Ölen bir hıristiyanda bir yahudi zambak sesi
Çarşıların boşluğunda ben bir eski çeşme yası
Affedersiniz doktor siz süryani misiniz
(Hayır ben süryani değilim ama arkadaşım süryani)

Ben çok İncil gördüm çıkmamış boyaları
Biraz daha gerilmiş yazıldığı ceylan derisi
Ama silinmiş ölüme karşı dayatan
Lazar’ı ayağa kaldıran muştu defnesi
Bütün defneleri kırdık bir güveç neşesi
Fırınlar açıldı narlar kurudu
Kuyu deştik sular çekildi
Doğ ey kuyruk yıldızı Ülker kümesi
Bilirim en çorak toprağın bile var bir kehâneti
Bir kerâmeti
Bir gelecek zaman ticareti
Demet demet muştuları
Demet demet nimetleri
Doktor siz süryani misiniz
Yani eski bir süryani
(Hayır ben süryani değilim ama arkadaşım süryani)

Bilirim bilirim İncil’den yola çıktınız
Ama yolu çabuk şaşırdınız
İncil’den kendinize bir şeyler katacağınıza
Kendinizden İncil’e çok şeyler kattınız
Sevdiniz öyle sevdiniz ki sevdiğinizi tutup mermere işlediniz
Ama sonra tutup mermere taptınız
Mermeri kadeh kadeh
Bir alacakaranlık gibi içtiniz
Sonra kustunuz mermeri

Çağlarca kustunuz mermeri
Ey mermer kusan ırk
Ey oruçsuz tiyatro
Acıkmış iftarsız acıkmışlar
Güneşten başka ne bulmuşsa yemiş olanlar
Doğuya hücum demek doğuya hücum var
İşte size bir kent ki
Yanlış yanan bir linç ampulünden
Size eşsiz bir şölen var
Kemiklerimin ışıklarından
İyi sanat doğrusu misyonerlik
Doktorluk gibi doktor
(Hayır ben süryani değilim ama bir arkadaşım var)

Siz Çin diyorsunuz anlıyorum
Bir pirinç hastalığı falan
Geçiyorsunuz da bengisulardan
Bir Hızır hızarından
Bir tabut pınarından
Gözümün hastalığından
Nasıl ki Meryem de bir çocuk sezmişti Cebrail sularından
Nasıl ki yeşil sancaklar inmişti bir gün Diyarbekir surlarından
Kurtarıyordunuz beni
Bana bir gemi gibi yaklaşan
Üsküdar akşamlarından
Fatih Camii gibi aydınlıktınız
Bir fakir ölüsü kadar sessiz ve sade
Sağımda kırgın solumda çılgın
Önümde Yakup Yusuf ve İshak’tınız
Arkada kaynak suları kadar berraktınız
Dün akşam üzeri güneşi siz batırdınız

Başkası değil doktor güneşi siz batırdınız
Ama inandım ki doktorsunuz değilsiniz süryani
Doktorsunuz doktordan başka bir şey değilsiniz yani

Şiir Notları:
Taha’nın Kitabı: İkinci Bölüm: Savaş. - Lazar: Sırp Kralı Lazar (bakınız: I. Kosova Savaşı). Muştu: Müjde. Bengisu: Âb-ı hayat, hayat suyu, ebedî su, ölümsüzlük suyu. Hızır: Kur’an-ı Kerim’de Musa (a.s.) ve Hızır’ın (a.s.) yolculuğundan bahsedilir. Kendisine ilahi hikmet ve ledün ilmi bahşedilmiştir. Hâlâ hayatta olduğuna ve bazı kimselere göründüğüne inanılır. Oturduğu kuru yerin, bastığı yerlerin yeşile büründüğüne inanılır. Tasavvufi çevrelerde veli olduğu kabul edilir. Hakkında detaylı malumat için Kur’an-ı Kerim’e, hadis-i şeriflere vs. kaynak eserlere bakılabilir. Diyarbekir: Diyar-ı Bekr (Bekir’in diyarı), günümüzde Diyarbakır.


Destek ol 
Rastgele Getir