Düş Burcundan
-Erdem Bayazıt-
/Yüksek Daha Yüksek En yüksek+
Gürültü Daha gürültü. En gürültü/
Yollara düşmüştü bütün arabalar
Akıyor.. akıyorlardı
Sonsuz bir çöle doğru!
Büyük sahradan da büyük bir çöle doğru.
Dünyanın bütün uçakları uçucu araçları
Bütün bombalarını yüklenmiş olarak;
Napalmları atomları;
F4’ler discovery’ler blue bird’ler
Jumbo jet’ler air-bus’lar councord’lar
Uçuyorlardı sonsuz çöle doğru
Metal kanatlılar!
Vapurlar gemiler takalar
Dreznotlar hücumbotlar
Suda yüzen bütün araçlar,
Dayanmışlar anakaralara;
Seçerek kayalık yerlerini sahillerin;
Bordadan lodostan baştan kıçtan yandan
Çarpıyorlardı
çırpınıyorlardı
parçalanıyorlardı.
Muhteşem bir göç vardı;
Yalnız trenler kalmıştı geride gözleri yaşlı;
N’apsınlar onlar demir raylara mahkumdular,
Gidebilecekleri yere kadar gidip
Son istasyonda durup
Kalakalmışlardı.
Toplandı yeryüzünün bütün hareketli araçları
Büyük çölde
Motorların homurtusundan
Araçların birbirine çarpmasından
Koptu muhteşem bir şamata
Buna eklenince uçakların
Araç mahşerine çakılması
Sonra taşıdıkları bütün bombaların patlaması
Yükseldi göklere alevler
Yükseldi yıldızlara tozduman mantarları.
Bir anda koparak akrep Burcundan
Evrensel bir hortum
Süpürdü aldı;
Anakaraların kayalıklarında parçalanmış olarak
Suda yüzüp duran
Araçların artıklarını
Ve son istasyonlarda kalakalmış bütün katarların
Lokomatif ve vagonlarını,
Ve sömürerek bir solukta
denizlerin
göllerin
nehirlerin
Kirletilmiş sularını
Hepsini birlikte
Döndürüp dolaştırıp gökyüzünde
Götürüp çöldeki mahşerin
Döktü üstüne.
Sonra bir sessizlik oldu;
Sonra bir yüzyıl kadar uzun bir an geçti;
Sonra yeryüzü yavaş yavaş uyandı
Uyandı toprak, uyandı bitkiler
Böcekler uyandılar
Uyandı sular!
Yeniden doldu denizler
göller
nehirler!
İnsanlar uyandılar;
Erkekler
Kadınlar
Çocuklar
Sakat olanlar
Sakat olmayanlar
Uykularına aç yatanlar
Fazla yemekten kuştüyü yataklarında sızanlar
Uyandılar!
Kimi sabaha açılan bir gül gibi ağır;
Kimi uykudan uyanan bir bebek kadar hafif
Uyandılar bu dehşetli rüyadan!