Hac Yolları

-Aşkî (Muzaffer Ozak)-

Göründü bak yine Ka‘be yolları
Lebbeyk okur bunda mü’min dilleri(1)
Medîne’nin açmış taze gülleri
Muhammed’e vardık Allah aşkına

Soyunduk libâsı giydik ihrâmı(2)
Uzak dursun bize dünyâ harâmı
Çün ziyâret eyleyince Harem’i
Muhammed’e vardık Allah aşkına

Babü’s-selâm dedik girdik Ka‘be’ye
Şükür yâ Rab diye vardık secdeye
Allah Allah diye geldik cezbeye
Muhammed’e vardık Allah aşkına

Beytullah’ı tavâf eder hacılar(3)
Ravza’sına vardık dindi acılar(4)
Telbiyeyle geçer günler geceler(5)
Muhammed’e vardık Allah aşkına

Tavâf ettik biz de Ka‘betullah’ı
Nûrlar içre görünce Beytullah’ı
Aşk ile anarak Resûlullah’ı
Muhammed’e vardık Allah aşkına

Safâ’dan hem sa‘y eyledik Merve’ye(6)
Kasdeyledik biz Allah’a ermeye
Yüce Mevlâ kusurumuz görmeye
Muhammed’e vardık Allah aşkına

Arafât’a vardık vakfeye durduk
Cebelü’r-rahme’de sırlara erdik(7)
Ravza-i Resûl’de cennete girdik
Muhammed’e vardık Allah aşkına

Müzdelife denir mübârek yerdir(8)
Ahdine vefâkar er oğlu erdir
Bulduğumuz devlet Hazret-i Pîr’dir
Muhammed’e vardık Allah aşkına

Mine’de baş eğdik kurbâna geldik(9)
Çün bezm-i elestde Hakk’a söz verdik(10)
Halîlü’r-Rahmân’ın sırrına erdik(11)
Muhammed’e vardık Allah aşkına

Başımız Nureddin Cerrâhî kutub
Yolumuz Kur`ân’dır erkanı edeb
Mevlâ-yı müte‘âl eyledi nasîb
Muhammed’e vardık Allah aşkına

Yalnız adımız hacı olmasın
Hâlimize la‘net şeytân gülmesin
Bir sırra erelim perde kalmasın
Muhammed’e vardık Allah aşkına

Gönül ka‘besinde saf saf duralım
Gönülden yol bulup Hakk'a varalım
Varıp rızâ-yı Rahmân’ı bulalım
Muhammed'e vardık Allah aşkına

Gönül incitme ki incinmesin cân
Câna nazar eder Hazret-i Rahmân
Erişir o zaman her derde dermân
Muhammed’e vardık Allah aşkına

Hâlimiz ey ihvân Hakk’a ayandır
Burhânımız âyet sünnet Kur’ân’dır
Pîrimiz erenler yüce sultândır
Muhammed’e vardık Allah aşkına

Kana kana içtik anda Zemzem’i
Makâmında İbrâhîm’in hemdemi
Niyâz ile geçirerek her demi
Muhammed’e vardık Allah aşkına

Ka‘be’nin çarşısı bir ulu pazar
Canlar mezât olmuş tellâlda gezer(12)
Kirâmen kâtibîn bin sırrı sezer(13)
Muhammed’e vardık Allah aşkına

Zencîsi Arabı Acemi geldi
Tekbîr ü telbiye göklere erdi(14)
Ol Beyt-i Muazzam ne ulu yerdi
Muhammed’e vardık Allah aşkına

Tekbîr ile kondu secdeye başlar
Gözümüzden aktı aşk ile yaşlar
Mü’minin her işi aşk ile başlar
Muhammed’e vardık Allah aşkına

Muhammed ümmeti ey yüce millet
Yakışmaz sana hiç dalâlet zulmet
Âgâh ol nedir bu düştüğün zillet(15)
Muhammed’e vardık Allah aşkına

Eylesin Rabbimiz cümleye rahmet
Bu yolda çekeriz bir hayli zahmet
AŞKÎ’ye eyledi Rabbi inâyet(16)
Muhammed’e vardık Allah aşkına

Şiir Notları:
(1) Kâbe: Beytullah, Allah’ın evi. Lebbeyk: Hac ve umre için ihrama girenlerin lebbeyk diye başlayan zikir cümlesiyle telbiye getirmesi. “Lebbeyk” Cenab-ı Hakk’a hitaben söylenen emrine amadeyim, buyur ya Rabbi, maksadım sensin, kulluğum sanadır anlamında başlayan cümlenin ilk kelimesidir. (2) İhram: Hac veya umre yapanlara bazı helal şeylerin yasak olması anlamında bir fıkıh terimidir. Bu süreçte Müslüman erkeklerin kıyafet yerine büründüğü beyaz, dikişsiz peştamal veya havluya da ihram veya ihramlık denilmiştir. Müslüman kadınların ihramlığı ise gündelik dış tesettüründen ibarettir. (3) Tavaf: Hac ve umre ibadetlerimizi yaparken Kâbe sol tarafımızda kalacak şekilde Hacerü’l-Esved hizasından başlayarak yedi defa dönmek. (4) Ravza: Bahçe, cennet anlamındadır. Peygamberimiz Hz. Muhammed’in (s.a.s.) kabrinin bulunduğu yer de cennetten bir bahçe olduğu için ravzadır. Buraya “Ravza-i Mutahhara”, “Ravza-i Nebi” denilir. (5) Telbiye: Hac ve umre için ihrama girenlerin lebbeyk diye başlayan zikir cümlesiyle telbiye getirmesi. “Lebbeyk, Allahümme lebbeyk, lebbeyke lâ şerîkeleke lebbeyk, inne’l-hamde ve’n-ni‘mete leke ve’l-mülk, lâ şerîke lek.” (6) Sa‘y: Hac ve umre ibadetlerimizi yaparken Safa ile Merve Tepeleri arasında yedi defa gidip gelmek. (7) Cebelü’r-rahme: Rahmet Dağı, Arafat Tepesi. (8) Müzdelife: Hacda Arafat vakfesinden sonra ikinci vakfenin yapıldığı yer. (9) Mina: Şeytan taşlama, kurban kesme, bayram günlerinde konaklama gibi çeşitli hac menasikinin yapıldığı, Mekke ile Müzdelife arasında bir yerdir. (10) Bezm-i elest: Elest meclisi. Allah Teala’nın ezelde ruhları yarattıktan sonra “Elestü bi-rabbiküm?” (Ben sizin Rabbiniz değil miyim?) diye hitap ettiği, ruhların da “Belâ” (Evet) diye Allah’ı tasdik ettikleri meclis. Bakınız: “Hani Rabbin (ezelde) âdemoğullarının sulplerinden zürriyetlerini almış, onları kendilerine karşı şahit tutarak ‘Ben sizin Rabbiniz değil miyim?’ demişti. Onlar da, ‘Evet, şahit olduk (ki Rabbimizsin).’ demişlerdi. Böyle yapmamız kıyamet günü, ‘Biz bundan habersizdik.’ dememeniz içindir.” (Araf, 7/172) (11) Halîlü’r-Rahmân: Rahman’ın (Allah’ın) dostu anlamında Hz. İbrahim’in (a.s.) lakabıdır. (12) Mezat olmak, mezata çıkarmak, yani bir şeyin açık artırma yoluyla satışa çıkarılması. Tellal: Duyurulması gereken bir haberi herkesin duyacağı şekilde anons eden kimseler. (13) Kirâmen kâtibîn: Bizlerin söz ve fillerimizi kaydeden yazıcı melekler. (14) Tekbir: Allah’ın yüceliğini belirtmek için sözlenen “Allahu Ekber!” cümlesi. Telbiye: “Lebbey, Allahümme lebbeyk…” (15) Âgâh olmak: Vâkıf olmak, uyanık olmak, haberdar olmak. (16) Aşkî: Muzaffer Ozak Hazretleri’nin mahlasıdır.


Destek ol 
Rastgele Getir