Hızırla Kırk Saat (16.)
-Sezai Karakoç-
Şekere alışmış akrebi öldürmezsen
Şekerden zehir yapacaktır
Çocukların için bunu iyi bil
Bu öldürdüğüm çocuk için bir örnektir
Her yaz bahçelerde binlerce akrep öldürülecektir
Geziye çıkan çocuklar için
Gün görmemiş menekşeler derilecektir
Baharı gecikmiş kentler için
Kurban bayramında ortalık ışımadan uyanılır lâmbalar yakılır
koyunlar üstüne bir ışık düşer dağ ışığından önce
Kurban bıçak sesini duyar horoz sesinden önce
Saatlerini çabuk tüket ey ulu gece
Kurban bayramıdır en derin bayram bence
Bu ne uslu yumuşak yaratıklardır ki
Kilometrelerce
Günlerce
Yolu aşarlar sabah kuşluk öğle
İkindi ve çöldedirler akşamları
Ve sonra yorgun doldururlar çarşıları
Ve top patlamadan önce
Her biri başları gün doğusuna dönük
Bir evin önündedir
Çocukların önündedir
Çocuk ellerinden alırlar son dünya yeşilliğini
Bir bengisu gibi içerler
Son sularını
Saatlerini çabuk tüket ey kutlu gece
Kurban bayramıdır en derin bayram bence
Kur’an dinlemiş ve ondan boyun eğmişlerdir sanki
Yaşamın sırrına bizden önce ermişlerdir sanki
Kendilerini bir ses uğruna kurban vermişlerdir sanki
Ölmeden önce ölümden sonrasını görmüşlerdir sanki
Dağlarda yankılanmışlar derelerde ağarmışlardır sanki
Düşlerinde Mekke’ye varmışlardır sanki
Saatlerini çabuk tüket ayını ve yıldızlarını yak ey gece
Bizim kalbimizdeki kurbanlar kesilmeden önce