Hızırla Kırk Saat (17.)
-Sezai Karakoç-
Fırtına Lût’a ait
Saçlarım yağmurda uzar
Gözlerim aydınlanır kaynak sularında
Yemeğim pişer yeraltı ılıcalarında
Buğdayda ışırım kararırım samanda
Yazlığım samanyollarında
Kışlığım avcıyla av arasında
Baharım kayıkla kayıkçı arasında
Güzüm balıkla balıkçı arasında
Samyeli gölgeme ayna
Zafertakım eleğimsağma
İçin şarabımı böğürtlenlerde kırılmaz bardaklarla
Şarabım bâdısaba
Yunus’a aittir balina
Diş ve tarak Yunus’a aittir
Demir ve Zebur ve ses ve öfke Davud’a aittir
Ve dert ve sabır ve yara
Ve yaraya dayanmak sanatı Eyyûb’un işi
Zülküfül’dür gün doğmadan
Geri döneceklerin kefili
Bu halkın hilesini en iyi Yuşa bildi
İşte o zaman ateş en keskin bir şuurla
Ortasına doğruldu ganimetin
Bir kente girdim mi
Bahar yağmuru gibi girerim
Rüzgârların arkadaşı atlar gibi
Büyütürüm güllerini
Arıtırım sularını
Bakarım mermerleri gebe mi
Tabutları teneke mi
Aydınlık mı ekmekleri
Kirli mi yıkanmış mı gömlekleri
Güzü mü andırıyor gözbebekleri
Dinleniyor mu erik ağaçlarında
Yeni yıl kelebekleri bahar kelebekleri
Kükürt mü serpilmiş bağlarına
Gözlerden akan bir kireç mi
Başaksa bana ait
Çocuk benim ülkemdir
Ana karnı geleceğin belgesi