Hızırla Kırk Saat (30.)

-Sezai Karakoç-

Bakır mangallarda
Lokantalarda
Kızaran vakti anlat
Bir ulu cami avlusunda
Gölgesinde güneş saatinin serinlediği
Öğle sıcağında
Topluluk namazını bekleyen
Bir arı oğulu gibi vızıldayan
Savaş anılarıyla
Yaz bahçesine yol alan evin eşeği gibi
Çocuklarla çevrili
İçindekini şimdiden büzmeye başlayan
Bir tabutun vaktini anlat
Tabut değil bir kabile çadırıdır belki
Kum getirin özgür çöller kumunu
Pekiştirmek için direnişini
Baş yanında duran bir şahin
Göğe açık duruşuyla deyimlesin
Elma kızarma saatinin
Av çağrısını
Bir heybe asın ayak ucuna
Bu da boşluğuyla karınca çığlığıyla
Anlatsın bize
Uzak ülkelere doğrulmuş
O yolculuk çarpılışını

Annenin huzursuz hazırlığını
Deniz kıyısında duruyormuşcasına
Bakan çocukların
Kalb çarpıntısını
Son içilen sabah kahvesine
İlişen sorgulu at gözlerini
Kadınlarca
Gizlice baktırılan
Kalburlarda düzenlenen
Çingene fallarını
Ve bir örtü üstünde
Halep’te
O yaşlı tüccarın armağanı
Dağlarda karşı tutulmak için
Kuzey yellerine
Alışverişten sonra
Mağazanın loş ışığında
Anlatılmış dağ öykülerinin
Etkisiyle aralanmış bir armağan zamanı
Ey kuzey soruları
Ey güney cevapları
Ey batı yankıları
Ey doğu sancıları
Anlat Urfa’da
Nizip’te Bilecik’te Cizre’de
Büyümüş bir Dicle kıyısında
Yaz gecelerinde
İleri gidilmez
Ve geri dönülmez
Bir sevgi durağında
Alçak damlarda

Ansızın parlayan
Bir teneke benzini
Bir evden kaçan
İçinde sakladığı isimle birlikte
Bir kızın son hayalini
Damlardan damlara koşuşulur
Uyurgezer gibi konuşulur
Bağrışılır bir kâbus çitinden
Atlanır kan dâvalarının tel örgüsünden
Tarla kavgalarından
Suların pay edilemeyişinden
Atlanır geçilir de
Varılamaz alevlerin ötesinde
O genç kızın ateşte
Aşkın ölümsüz geometrisi
Kesilmiş son biçimine
Yıllarca sonra bir gün
Bir bahar gecesinde
Açar özlü gençlik sandıklarını
Saçları acıyla ağarmış bir anne
Bir güneydoğulu kadın
İddiasız anıtı
Birinci Cihan Savaşı’nın
Rasladığı bir kız entarisine
Siler bengisudan arı
Gözyaşlarını
Anlat anlat bu gözyaşlarını anlat
Bir gül gibi açan
Her çocukta
Vakti gelince
Doğu çıbanlarını
Öfkeyi aşan baba sesini
İncir ağaçlarını ürperten
Güz kuşlarının koşularını
Komşu illerden gelmiş
Ünlü konuklar için yakılmış
Bahçeyi aydınlatan lüks lâmbalarını
Bir duman kuzgunu olarak
Batıdan gelip kentlerimize konmuş
Fabrikaları

Şiir Notları:
Hızırla Kırk Saat (Şiirler III) – Arı oğulu: Ana arıyla birlikte kovandan ayrılan arı topluluğunun yeni kurdukları kovana verilen ad. Bengisu: Âb-ı hayat, hayat suyu, Ebedî su, ölümsüzlük suyu. Arı: Temiz, saf.


Destek ol 
Rastgele Getir