Hızırla Kırk Saat (8.)
-Sezai Karakoç-
Benim konuşmalarım
Çin yazıtları gibi
Çevre benim söylediklerimi kaydeder
Ama kaydetmez kendisine söz söylediğimin sözlerini
Taşların kalb atışlarını duyanlar
Yalnız onlar okur benim söylediklerimi
Kayalar takvim yapraklarımdır benim
Ay kaç kere tanıklık etti
Taşıdığım yoksul kadınlar tabutuna
Çok köle pazarında bulundum
Az kurtarış yapmadım insan satımında
İnsan alımında az göz gezdirmedim
Kaç olta kırdım balık avında
Kaç ip kestim idam sofrasında
Kaç yılı aradan kaydırdım
Takvim hesabında
Kaç kulaç su geçtim
Kurban töreninde
Kaç çocuğu kaçırdım
Kitap sineklerinin
Tılsım salgınından
Ilgım salgınımdan
Zülküfül bana dedi
Sen su ver ben yemek vereyim
Sen can ver ben kan vereyim
Sen sağı çağır ben şehidi çağırayım
Sen ovaya in ben dağda oturayım
Ne kutlu ortaklıktı o
Zülküfül bana dedi
Yeraltında sesim var
Zülküfül bana dedi
Doğuranlar bendendir
Ana sesi bendendir
Örtülü ödeneğimdir ocak
İn kiraz bahçelerine in
Kirazların yankısını dinle
Denizi kirazlarda ara
Ölümle kirazlar arasında
Köpekle karyola arasında
Bardakla araba arasında
Bir ilgi kur
Mağaralarda çekilen kuralarda
Yamyamın ülküsünde
Kabakulakta
Bile bir bilgi ara
Hızır Hızır, işçi demek
Meleğe öykünen demek
Benim kitabım bu kadardır
Yazıtım kısadır
Anıtım yoktur
Bahar senin öncün
Güz benim artçım
Yaz İsa’nın
Kış Yahya’nın
Bahar yaz güz kış
Ben sen İsa ve Yahya
Bir gülü yetiştirmek için
Yaratılmışız
Şükür Tanrıya