Kurretü’l-Ayn-i Habîb-i Kibriyâ’sın Ya Huseyn

-Kahyazade Hacı Arif Efendi-

Kurretü’l-ayn-i Habîb-i Kibriyâ’sın ya Huseyn
Nûr-i çeşm-i Şâh-ı Merdân Murtezâ’sın ya Huseyn

Hem cigerpâre-yi Zehrâ Fâtıma Hayrü’n-nisâ
Ehl-i beyt-i Müctebâ âl-i abâsın ya Huseyn(1)

Vâlidin şânında dendi lâ fetâ illâ Alî
Mazhar-ı sırr-ı etemm-i lâ fetâsın ya Huseyn


Halkan ve hulkan müşâbihsin Resûlullâh’a sen(2)
Nâzenîn-i enbiyâ vü evliyâsın ya Huseyn

Seyyid-i şübbân-ı cennet dendi şânında senin
Pîşüvâ-yı etkıyâ vü asfiyâsın ya Huseyn

Sana gül ile dokunan ümid eyler mi mağfiret
Gonca-i gülşenserây-ı Mustafâ’sın ya Huseyn(3)

Sad hezâran la‘net olsun ol Yezîd’in cânına(4)
Nice kasd etti sana nûr-i Hudâ’sın ya Huseyn

Ehl-i mahşer dest-i Hayder’den içerken Kevser’i
Sen susuzlukla şehîd-i Kerbelâ’sın ya Huseyn

Kıl şefâat Ârif’e ceddin Muhammed aşkına(5)
Arsa-i mahşerde makbûle’r-recâsın ya Huseyn(6)

Günümüz Türkçesiyle Anlamı:
Sen yüce Allah’ın sevgilisi Hz. Muhammed’in (s.a.s.) gözünün pırıltısısın ey Hüseyin! Yiğitlerin şahı Hz. Ali’nin gözünün nurusun ya Hüseyin! Kadınların en hayırlısı Fatımatü’z-Zehra’nın ciğerinden bir parçasın. Seçilmiş olan ehl-i beytten, abâ (hırka) ehlindensin ya Hüseyin! Baban, “Ali gibi yiğit yoktur!” diye vasfedildi. Böyle kusursuz bir yiğit yoktur sırrına mazharsın/nail olmuşsun ya Hüseyin! Hem yaratılış bakımından/fiziken hem ahlaken Resulullah’a benzersin. Peygamberlerin ve velilerin üzerine titrediğisin ya Hüseyin! Cennet gençlerinin efendisi dendi senin şanın için. Takva sahibi ve ermişlerin önderisin ya Hüseyin! Sana gül ile dokunan (bile) -ki dikeni vardır gülün- bağışlanmayı umar mı? Hz. Mustafa’nın (s.a.s.) gül bahçesindeki goncasın ya Hüseyin! (Sen ki gonca gülsün, üstüne gül konsa yeşertmez seni, üstelik dikeni de çizer, incitir.) Yüz bin kere (binlerce) lanet olsun Yezid’in canına! Sana nasıl kıydı, sen Hüda’nın (Allah’ın) nurusun ya Hüseyin! Mahşer halkı bile Hz. Ali’nin elinden Kevser suyunu içerken Sen susuz bırakılmış Kerbela şehidisin ya Hüseyin! Şefaat et (şu mersiyeyi yazan) Arif’e deden Hz. Muhammed aşkına! Mahşer arsasında ricası reddolunmayansın ya Hüseyin!

Şiir Notları:
(1) Hamse-i ehl-i kisâ veya hamse-i âl-i abâ/pence-i âl-i abâ yani abâ ehli beş kişi. Resulullah (s.a.s.) Efendimiz’in hırka-i şerifinin altına aldığı Hz. Ali, Hz. Fatıma, Hz. Hasan, Hz. Hüseyin ve bir rivayette Hz. Cebrail’dir. Efendimiz (s.a.s.) apaçık deliller getirdiği hâlde Hristiyanlar (Necran’dan gelen papazlar) “İsa Allah’ın oğludur vs.” diyorlar, bir türlü hakikati kabul etmek istemeyip Efendimiz’le çekişiyorlar. Ayet-i kerime nazil oluyor: “Sana gelen ilimden sonra artık her kim seninle tartışmaya kalkarsa de ki: Gelin, oğullarımızı, oğullarınızı, kadınlarımızı, kadınlarınızı çağıralım; kendimiz ve kendiniz de onlarla bir araya gelelim. Sonra can u gönülden dua edip Allah’ın lanetini yalancıların boynuna geçirelim!” (Al-i İmran, 3/61) Papazlar kendi aralarında “Lanetleşmeyelim yoksa biz iflah olmayız. Sadece ondan bir hakem, bir elçi isteyelim.” diyorlar. Sonradan o gruptan Müslüman olanlar da oluyor. (2) Derler ki Hz. Hüseyin Efendimiz’in belden yukarısı Hz. Ali’ye (r.a.), belden aşağısı da Resulullah’a (s.a.s.) benzer.) (3) “Sen ki gonca gülsün, üstüne gül konsa yeşertmez seni, üstelik dikeni de çizer, incitir. “ Goncanın üstüne başka bir gül konsa güneş ışığını kestiğinden yeşertmezmiş onu. Üstelik dikeni de çizerse yaralarmış gülü. (4) Büyüklerimiz derler ki Yezid’e lanet okuyacağına, ehl-i beytin ruhuna salavat oku. Bu şerhi de düşmüş olalım. “Allahümme salli alâ seyyidinâ Muhammedin nebiyyi’l-ümmiyyi ve alâ âlihi ve sahbihi ve sellim.” (5) Şefaate bu dünyada da erişilirmiş. Şefaat et ki bu dünyada Muhammed’in (s.a.s.) aşkına erişeyim anlamı da var denilir. (6) Derler ki aynı zamanda Kerbela arsası da kastedilir burada. Sonradan adı Kerbela olmuştur.


Destek ol 
Rastgele Getir