Levha-i Tabîat
-Ömer Nasuhi Bilmen-
Hallâk-ı cihâniyân ki birdir
Eltâfına halkı müftekirdir
Olmakta bu levha-i tabîat
Mir’ât-ı hikem-nümâ-yı vahdet
Etdikce mevâlîdi temâşâ
Ulviyyeti Hak olur hüveydâ
Hayret viriyor ukûla hayret
Âlemdeki pertev-i hüviyyet
Ecrâm-ı latîfe-i semâvât
Allâh’ın ider vücûdun isbât
Dağlar, dereler, çağlayanlar
Tevhîde şitâb iderler anlar
Tezyîn idiyor cihânı kudret
Ya Rab bu ne cilve-i meşiyyet
Kim verdi bu revnâkı bahâra
Döndürdü yeri tecellî-zârâ
Tevlîd ediyor meşîme-i hâk
Binlerce şükûfe-i tarab-nâk
Bakdıkca zemîn-i dil-nişîne
Benzer küre-i zümrüd yine
Elmas-ı ferah-fezâya benzer
Her jâle-i berg-i renk-perver
Yâ Rab beni sâhib-i intibâh et
Bir şâir-i âteşîn-nigâh et
Etdikce nazar şu kâinâta
Mazhar olayım tecelliyâta
Günümüz Türkçesiyle Anlamı:
Dünya ve içindekilerin, mahlukatın yaratıcısı tektir. Lütuflarına yaratılanlar muhtaçtır. Bu tabiat levhası (manzarası) vahdetin (Allah’ın tekliği) hikmetini gösteren aynadır. Mevcudatı (var olanlar, yaratılanlar) seyrettikçe Hakk’ın yüceliği aşikâr olur. Hayret veriyor akıllara âlemdeki yansıyan hakikat. Semavattaki (gökyüzü) latif cisimler (yıldızlar…) Allah’ın varlığını ispat ederler. Dağlar, dereler, çağlayanlar, tevhid etmekte (Allah’ı birlemekte) acele ederler. Süslüyor dünyayı kudret. Ya Rab, bu nasıl bir tecelli (zuhur etme, görünme)! Kim verdi bu tazeliği/güzelliği bahara! Yeryüzünü tecelli yerine döndürdü. Topraktan doğup (ortaya çıkıp, baş gösterip) yol buluyor binlerce heyecan veren çiçek. Baktıkça gönülde yer eden (gönül çelen) yere, zümrüt küresine benzer yine. Ferahlığı artıran elmasa benzer rengarenk yapraktaki her damla. Ya Rab, beni uyanık kimselerden et. Heyecanla bakan (tefekkür eden) bir şair et. Dikkatle baktıkça kâinata, erişeyim tecellilere (zuhur eden, görünen güzelliklere).
Şiir Notları:
(Şiirleri İngilizce dil seçeneğini seçerek okumalı, aksi hâlde çeviri bozuk çıkıyor.)