Lî hamsetün...

-Abdülkadir-i Geylani-

Lî hamsetün utfî bihâ harre’l-vebâi’l-hâtımâ (1)
El-Mustafâ ve’l-Mürtezâ ve’b-nahümâ ve’l-Fâtımâ(2)

Günümüz Türkçesiyle Anlamı:
Vebanın kavuran ateşini (ve onun gibi yakıp kavuran her türlü ateşi) şu beş şeyle söndürürüm: Hz. Mustafa (s.a.s.), Hz. Murtaza (Hz. Ali), onun iki oğlu (Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin) ve Hz. Fatıma.

Şiir Notları:
Sözleri Arapça olan bu beyit şuğul olarak bestelenmiştir. Şuğulun özelliği sözleri Arapça, bestesi Türkler tarafından yapılmış olmasıdır. (1) “Hutame’nin ne olduğunu sen ne bileceksin? O, Allah’ın, yüreklere işleyen tutuşturulmuş ateşidir.” (Hümeze, 104/5-7) - (2) Hamse-i ehl-i kisâ veya hamse-i âl-i abâ/pence-i âl-i abâ yani abâ ehli beş kişi. Resulullah (s.a.s.) Efendimiz’in hırka-i şerifinin altına aldığı Hz. Ali, Hz. Fatıma, Hz. Hasan, Hz. Hüseyin ve bir rivayette Hz. Cebrail’dir. Bunların manasını düşünerek, bu zatlara muhabbet ederek okuyan kişinin nefsin beş kötü hasletinden kurtulacağına inanılır. Hatta yangından vs. korunmak için bu beyti evine, dükkânına asanlara da rastlarız. Şu ayete de işaret ettiği söylenir: “Sana (gerekli) bilgi geldikten sonra artık kim bu konuda seninle tartışacak olursa, de ki: ‘Gelin, oğullarımızı ve oğullarınızı, kadınlarımızı ve kadınlarınızı çağıralım. Biz de siz de toplanalım. Sonra gönülden dua edelim de, Allah’ın lânetini (aramızdan) yalan söyleyenlerin üstüne atalım.” (Al-i İmran, 3/61) Bu ayet için Diyanet İşleri Meali (Yeni) açıklamasına baktığımızda şu bilgiye rastlarız: “Bu âyete ‘mubâhale’ âyeti denir. Mubâhele, bir konuda haklı olanın ortaya çıkması için usulünce lânetleşmek demektir. Necran Hıristiyanları; ‘Kur’an, Hz.İsa’nın babasız doğduğunu kabul ettiğine göre, onun Allah olması gerekir’ iddiasını ileri sürdüler. Bunun üzerine Hz. Peygamber, hakkın ortaya çıkması için onları mubâhaleye davet etti. Ancak onlar bunu kabul etmediler.”


Destek ol 
Rastgele Getir