Merhem Koyub Onarma...

-Fuzûlî-

Merhem koyub onarma sînemde kanlu dağı
Söndürme öz elinle yandırdığın çerâğı

Uymuş cünûna gönlüm ebrûna der meh-i nev
Ne itibar anâ kim seçmez karadan âğı

Kaddin gamında servin sormağa za‘f-ı hâlin
Gülzardan kesilmez ırmakların ayâğı

Dür tek dişin sözünü her dem işitmek ister
Bahrin müdâm ânınçün sâhildedir kulâğı

Zülfü siyeh sanemler olmuş senin esîrin
Aşkında her birinin öz zülfü boynu bâğı

Ger müşk derse âşık ol bûy-i zülfe sâkî
Tünd olma bir kadeh ver ter eylesün dimâğı(1)

Devran havâdisinden yok bâkimiz Fuzûlî
Dâru’l-emânımızdır meyhâneler bucâğı(2)

Günümüz Türkçesiyle Anlamı:
Sinemdeki kanlı yarayı merhem sürüp iyi etme. Bizzat kendi elinle yaktığın ateşi söndürme. Kendini deliliğe vurmuş gönlüm, kaşına yeni ay der. Karadan (hilal kaşından) akı ayırt edemeyene itibar edilir mi hiç? (Sevgilinin) boyundaki endamdan servi gamlanır, servinin hâlindeki düşkünlüğü sormak için gül bahçesinden kesilmez ırmakların ayağı. Eşsiz inci dişin sözünü, her an işitmek istediği için, denizin kulağı devamlı sahildedir. Zülfü (saç lüleleri) kara putlar (sevgililer), senin esirin olmuş. Senin aşkında her birinin kendi zülfü boyun bağı olmuş. Eğer misk derse âşık, o zülfün (saçın) kokusuna (miskle kıyaslarsa saçının kokusunu), ey Saki! Ona sert çıkma, bir kadeh ver de dimağını ıslatsın/tazelesin (zihni açılsın, kendine gelsin, “buy-i Rahman”ı Rahmani kokuyu alsın). Fuzulî, dünyada olup bitenler için ağlayıp durmayız; emniyet yurdumuz (sığınağımız) meyhaneler bucağıdır (tekkelerdir).

Şiir Notları:
(1) Divan edebiyatında şarap sunan saki, mürşid-i kâmildir. (2) Divan edebiyatında meyhane, tekkedir.


Destek ol 
Rastgele Getir