Münâcât (IV)
-Bahtî (Sultan I. Ahmed)-
Hudâyâ olmuşam aşkında sâdık
Olupdur sıdkum âşıklığa tânık
Budur senden murâdım cân u dilden
Ki olam lütfuna her demde lâyık
Adâlet eylemekde rûz-ı mahşer
Beni kıl akrânum içre eyle fârik
Meserret bâdesiyle olmışam mest
Serîr-i saltanatda eyle âyık
Gözine virme hergiz hâb-ı gaflet
Ki ola dîde-i Bahtî uyânık
İlâhî senden özge mesnedüm yok
Rızâdan özge yâ Rab hâcetüm yok
Zaîfem bî-kesem her demde yâ Rab
Ki senden özge Rabbî müşfikum yok
Kapundur ehl-i derdün hep devâsı
Kapundan gayrı yirde hâcetüm yok
Müşerref et visâlünle ilâhî
Visâlün gibi lezzet dünyada yok
Visâl-i Hakk’a kim ki irdi Bahtî
Anun bu fâni mülke cünbüşi yok
Günümüz Türkçesiyle Anlamı:
Ya Rabbi, aşkında sadığım, sadakatim âşıklığıma şahittir. Senden canıgönülden her nefeste/her an lütfuna layık olmayı isterim. Mahşer günü adalet göstermekte beni akranım içinde ayrı tut. Mutluluk veren aşk şarabıyla mest olmuş, kendimden geçmişim; saltanat tahtında ayık eyle. Bahtî’nin gözüne asla gaflet uykusu verme ki gözü açık/uyanık olsun. Ya Rabbi, senden başka dayanağım yok. Rızana ermekten başka ihtiyacım yok. Ya Rabbi, zayıfım, kimsesizim daima. Ya Rabbi, senden başka şefkat gösterenim yok. Senin kapındır dert ehlinin devası (dertliler senin kapında dertlerine çare bulur). Kapından başka ihtiyacımı giderebileceğim yer yok (sana muhtacım). Ya Rabbi, sana kavuşmakla beni şereflendir. Sana kavuşmak gibi lezzet (bu) dünyada yok. Kim Hakk’a kavuşursa o, bu gelip geçici fâni dünyadan zevk alamaz (ey) Bahtî!
Şiir Notları:
“Mefâîlün/ mefâîlün/ mefâîl” -
Mahşer: Ahirette dirilip toplanacağımız yer.
(Şiirleri İngilizce dil seçeneğini seçerek okumalı, aksi hâlde çeviri bozuk çıkıyor.)