Nat-ı Şerif
-Bahtî (Sultan I. Ahmed)-
Yâ Resûlallah kamer alnun yüzündür âftâb
Kim göre şekl-i cemâlün ola ol âlî-cenâb
Lütf idüb didi Hudâ çün rahmeten lil-âlemîn
Na‘t-ı pâkinle tolu nâzil olubdur dört kitâb
Ol resûlün medhi içre tûtî-i gûyâ olub
Sükker-i vasfıyla yâ Rab kalbüme vir feth-i bâb(1)
Ümmet üzre sâye salaldan berü ol şâh-ı dîn
Sâyesinde geldi rahmet gitdi âhir ıztırâb
Çün hayâl-i vaslun-îlâ eğlenür bu Ahmedî
Oldı bî-huş fikr-i vaslunla saçun ana gülâb
Günümüz Türkçesiyle Anlamı:
Ya Resulallah, alnın kamer (ay), yüzün güneştir. Mübarek cemalini kim görse o şeref bulur. Çünkü Allah lütfedip senin için âlemlere rahmettir dedi. Dört kitap senin pak natınla (methinle, sıfatlarınla) dolu olarak inmiştir. O Resulü methetmede dudu kuşu gibi şakıyayım. Ya Rabbi, kalbimin kapılarını vasıflarının tatlılığıyla fethet (aç). O, dinin padişahı, efendisi (s.a.s.) ümmetinin üzerine gölgesini saldığından beri, gölgesinde/sayesinde rahmet geldi; sıkıntı, dert gitti nihayet. Bu Ahmed, sana kavuşmanın hayaliyle oyalanır/neşelenir durur. Sana (güle) vuslat (kavuşma) düşüncesiyle (âdeta) gül suyu gibi (kokan) saçınla (bile) kendinden geçer(?).
Şiir Notları:
“Fâilâtün/ fâilâtün/ fâilâtün/ fâilün” –
(1) Bazı yerlerde “Sekr-i vasfıyla” yazmakta. Bu durumda vasıflarının sekriyle yani sarhoşluğuyla anlamı çıkar.
(Şiirleri İngilizce dil seçeneğini seçerek okumalı, aksi hâlde çeviri bozuk çıkıyor.)