Samanyolunda Veba

-Sezai Karakoç-

Önceden bilen ölüş şartlarını çocuklarının
Elleriyle değen koklayan hazırlayan âdeta
Sebebine ermeden erişmeden
Korkan ilerdeki korkularla
Noldu zarif lâtif anneler noldular

Nerde çocuklar gece yarılarından sonra
Çıkıp samanyoluna bakan
Bakarak çocukluğu uzatmaya çalışan
İşleri güneşin doğuşunu yayınlamak
Bütün o çocuklar nerdeler

Kalan ne
Kızların kollarının arasından gözlenen
Samanyollarından

Bakışları benekleyen yalnız ölüm
Ölüm geçti canlı ehram ölüm geçti
O taklar geçip gitti insan üstüne kurulu

Ve bağbozumları bizden bozulan
Artık kendimize bile o kadar yakın değiliz
Gece yarıları Samanyolu yok
Gün doğmuş doğmamış

Bütün elmalar çürüdü
Çocukluğumuzun dürbünleri içinden
Geçen siyah halkalı kutsal şehirlerden
Birini bulamadım gezdim bütün karaları

Aşk siyahın beyazdan ayrıldığı
Samanyolunda yürüyen bir karınca
En onulmaz vebayı kutlayan bir güvercin
İki katlı bir arabada
Bu bize yaklaşan bir deniz arabası
Sen ırakta Samanyolu ırakta
Ve ay başka bir ay
Sarısı beyazına akmış
Bulaşmış bir yumurta
(1960, Mayıs)

Şiir Notları:
Şahdamar / Körfez / Sesler (Şiirler II): Körfez - Samanyolu: Berrak gecelerde gökyüzünde bir yol gibi uzanan yıldızlar kümesi. Samanuğrusu, kehkeşan, gökyolu, hacılar yolu olarak da bilinir. Bağ bozumu: Bağda ürünün toplanması, bu işin yapıldığı mevsim, sonbahar. Ehram: Mısır piramitleri için kullanılan bir ifade. Mısır firavunlarının mezarları ehram-piramit şeklinde yapılmıştır. Bu şeklin tabanı üçgen, dörtgen veya çok kenarlı olur. Yukarıya doğru gittikçe daralır. Tak: Şenliklerde, millî bayramlarda caddelere geçici olarak kurulan süslü kemer.


Destek ol 
Rastgele Getir