Şehrin Ölümü

-Erdem Bayazıt-

giriş
Duvarlar çıkıyor önüme
Şehrin mahpus yüzlü duvarları
Hiçbir sır kalmamış ardında hiçbir duvarın
Nereye gitti diyorum benim elbisem nerede
Şehir soyunmuş diyor biri
Şehrin elbisesini çalmışlar
Bütün şehir çöküyor yüzünde bir insanın
Şehir boğuluyor içinde insanların kan gibi bir sesle
Mor bir kâbus çöküyor üstümüze
Parkta son ağaç da ölüyor intiharı hatırlatan
bir ölümle.
* * *
veda çizgisi
Kalabalık toplanıyor büyük meydanlara
‒Aşka veda
İnsanlar geçiyorlar yollardan
‒İnanca veda
Şehir kapanıyor içine
‒Toprağa veda
Dolaşıyor bir heykelin taştan eli üstlerinde insanların
Kuşlar göç ediyorlar bulutlar göç ediyorlar
“Yüzünde son gülümseme kaybolurken çocukların”
‒İnsana veda
* * *
bir gezgin adam
Bir adam belki de en çok bir rüzgârdır şimdi
Sisli yabancı gölge gibi gezgin bir rüzgâr
Şehri bir yabancı gibi dolaşıyor
Şehrin mabetleri bir bir tükeniyor
Başlıyor içinde sonsuz susuzluk
Avuçların içi terliyor.
* * *
kaos
Kirli yollar kapansın sular akmasın deniz
sığmasın kabına
Gün batmasın aydınlatsın yüzlerde
umutsuz mahkûmluğu
Makinalar çalışsın taşlar yarılsın ortalarından
Anneler ağlamasın çocuklar gülmesin
Gök çöksün toprak başkaldırsın su sussun
Ağaçlar durmasın bütün saatlar dursun
Durmasın ulu rüzgâr şehri göklere savursun.
* * *
durum
Makinalar bir elin beş parmağını çarmıha geriyorlar
Akıl bir akreptir intihara hazır.
* * *
anı
Bizim ellerimiz vardı şimdi onlar nerede
Kadife gibi okşardık çocuk yüzlerini şimdi
onlar nerede
Şehirde evler olurdu sıcak odaları olurdu evlerin
Sığınacak yataklarımız olurdu bu bizim yatağımız
derdik
Bayram günleri donanırdık su gibi yumuşardı
yüreklerimiz
Camilere dolardık tüm olmaya ererdik
Biz vardık şimdi o biz nerede.
* * *
bitiş
O en öksüz köşesine sığındığımız yalnızlığın
Yalnızlığın teselli çiçekleri üstümüze
Göçen son kuşların sedef gagalarından dökülür
Şehir bir mahşer gibi içimizde ölür..
İstanbul, 1968

Şiir Notları:
Şiirler: Birazdan Gün Doğacak


Destek ol 
Rastgele Getir