Şiir Burcundan

-Erdem Bayazıt-

/Sert+Keskin+Hızlı/<>/Yavaş+Ağıt/

Haydi kalbim git çARp
Kırmızı bir gülün gözden gizli dikenine
Yahut
Taammüden bir günahkârın
cehennemden fışkırmış sivri tırnakları gibi
DOM’un pervazlarına ve keskin uçlarına!

Pervazlar ki mabedlerde;
Bir kartalın kanatlarına/yahut/pençelerine eş
Tasarlamıştır onu mimarlar.

/ Mimarlar ah mimarlar
Hep birşeyler tasarlar/

Yeni bir vakte ererken,
İstasyonda treni beklerken;
Ben bir kara bulut gibiydim
Sen yağmur gibi.
Sen trenden inecek olana ayarlıydın
Ben alıp başımı gitmek için oradaydım.

/Araya bir kar koymuşsun
Bizi (bir süre) unutmuşsun
Hiç olmamışız gibi/

Biz var mıydık?
Belki de hiç olmadık
Belki de bu dünyada
Bir yansımaydık sadece.

Ki cAHit
Geçerek bu dünyadan
Ayna oldu şiire.

/Haydi çocuklar
Hepiniz gelin
El ele
Bir yere
Ve her yere
El ele
Akıyoruz bakın
Yirmibire!/

Damarlarımızda
Dizgininden boşanmış atlar gibi
Bırakalım aksın kanımız.
Boşalalım tüyü bitmemiş geleceğe!

Sen benim
Henüz ekilmemiş tarlamsın
Sigara dumanımın
Değmediği gökyüzüm!

Zifaf bekleyen nişanlım
Bir başka dile aktarılmamış
Lisanım!

Bildiğimiz çiçekler açacak gene kırlarda
Bahçelerde muttasıl kanayacak güller
Gene ağlayacak narlar
Gene gülecek ayvalar
Yeni şiirler dolaştıracak rüzgârlar
Aralarında
Yeni bir yüzyılda.

Ey babasının kanından annesinin damarına
Henüz damlamamış bebek!
Bekle yeni türkülerim var sana:

Gör kısraklar ne taylar doğuracaklar
Onlar
Koşarak kavisler çizerken meydanlarda
Sen fatih bakışlarla
Seyrederken;
Doğada tüm canlılar
Ne tür cümbüşlere duracaklar
Bebeğim
Bir bilsen!



Destek ol 
Rastgele Getir