Taha’nın yarasalara birinci hücumu

-Sezai Karakoç-

Az çok anlamıştı Taha yarasaların ağzını
Hıncını özlemini mimarisini kabir tomarını
Tekniğini bilmiyordu belki bilmiyordu savaş imkânını
Ama biliyordu baskın niyetlerini
Bir kavisten arta kalan kâbus
Bir kâbustan arta kalan bir kavisti bu
Bir tavus kavisiydi bu
Gelmiş yerleşmiş ülkeye
Çocuk bezlerine sinmiş bir kızamık yaprağı
Nasıl çıkaracaktı özü boşaltılmış
Çınlayışını yitirmiş ama kuşatıcılığını arttırmış bir sesi
Ölüm de öyle değil mi
İçi boş ama kıyısıyla doğrayan bir çerçeve
Ha ölüm geometrisi ha yarasa sesi
Sonra sessizce sıcak yatakların dürülmesi
Sonra bir sonsuz toprağın küçük bir bucağında
Bir bozbulanıklık ufak bir su akıtma denemesi
Kıyamete kadar süren
Bir mezar boyu bir deprem arşı
Durmamacasına bir kilit sınaması
Pancur açmak kapamak o öğleye

Nerdesin yarasa etkisinden
Kurtaran kesin belge
Nerdesin zeytin uygarlığı
Durmadan içinde çıban yıkanan Zülküfül ırmağı
Kurtuluşu yok bir çıban
Gelir yakalar insanı insan çıkarken çocukluktan
Bir çıban ki doğu demek yel demek
Bir çıban ki annelerin bir işi de bu demek
Bir çıban ki ilk aşkla birlikte gelir gider
Bir çıban ki ilk aşk gibi yer eder
Aşkın göğdeye vurmuş gölgesi sanki
Sanki kiraz sanki nar lekesinin bereketi
Evlerden çıkıp ona saldırdılar
Onu bir ölüm muştucusu sandılar
Bacaların üstüne tünemişti yarasalar
Güçlü bir zafere yaklaşmıştılar
Taha bu ilk tepkide ilk hücumda
Yarasaya kör olan
Bir linçten zor kurtardı kendisini

Şiir Notları:
Taha’nın Kitabı: İkinci Bölüm: Savaş. Boz bulanık: Toprakla karışık bulanık. Zülküfül: Hz. Zülküf (a.s.), Zülküf peygamber.


Destek ol 
Rastgele Getir